Gözarşı
ARAFÂT’TA GÖKKUŞAĞI
Gözarşından boşalınca yaşlar,
Mazlûmların göğsünde birer gökkuşağı açar.
Son hutbenin yankıları duyulur ansızın, dalga dalga,
Vedâ senfonisi eşliğinde yağmur yağmur.
Arafât’ta gökkuşağı zuhûr eder perde perde,
Renkten renge bürünüp secdeye kapanır.
Yedi organı temsîl eden renkleriyle,
Ne önemi var yedi rengini görmenin;
Sekizinci rengini görmekmiş asıl mesele.
Gözyüzü semâsında anneler ağlar,
Hücre hücre, zindân zindân, mahzûn ve mahbûs.
Kalbinden vurulu beyaz güvercinler,
Dört duvar arasında bir çocuk sendeler,
Kalbim titrer.
Cebel-i Rahme’den niyâzlar yükselir Arş-ı a’zama,
Göz semâsındaki inciler eşliğinde.
Göz ağlayınca nasıl gülsün yürekler?
Ân gelir,
Maddeye hayat giydirilen tepede,
Gökkuşağı zuhûr eder,
Göz semâsından inen yağmurlar eşliğinde,
Sedâlar duyulur:
لِيُظْهِرَهُۥ عَلَى ٱلدِّينِ كُلِّهِ
لِيُظْهِرَهُۥ عَلَى ٱلدِّينِ كُلِّهِ
لِيُظْهِرَهُۥ عَلَى ٱلدِّينِ كُلِّهِ
“O’dur ki peygamberini hidâyet ve hak dîn ile gönderdi; O’nu bütün dinlere üstün kılmak için … Buna şâhid olarak da Allah yeter.” (Fetih, 48/28 (1))
( 9 Mayıs 2020 Saat 01:41 )
9 mayıs 2020
Saat 01,41