SENİ SAS KORUR
Başında bulut gölgesi tenini korur.
Yanında Sıddık (ra) Sadakatiyle el pençe durur.
Mağara ağzında örümcek ağı, Zatını korur.
Ansızın güvercin bir yuva kurar.
Bütün Mesajını Alemlere Duyurur
‘LAL’ ÇOCUK
Hanımefendilerden biri buluşmak ister Resul Allah’la SAS
Bir şikâyeti var arz edecek ona
Canından çok sevdiği çocuğu onunla
Çocuk Lal, çocuk aciz çocuk fakir çevre ‘ukala’
Ses tonu hiç işitilmemiş bir ‘budala’
Kadın soruyor: “Ya Resulallah evladımın dermanı ne ola?”
Soruyor Efendimiz SAS çocuğa.
“BEN KİMİM?”
İnci gibi dişler ve minnacık ağızdan çıkan tek sözcük.
SEN RESULALLAHSIN sas.
YEŞİL NURLAR.
An gelir sağanak yeşil bir Nur zuhur eder.
An gelir bir ruhaniyet belirir gözler önüne
An gelir En sevgili zuhur eder yeşil nurlar içinde.
Saatler saniyeler gibi kısalır
An gelir ölüme sevgi öpücükleri atılır
Azrail’e Tebessüm edilir
Hele yeşil nurlar içinde boyanmak varsa.
Ölümsüzlük şerbeti içilir
Akrep siz ve yelkovan sız saate bakılır
Çünkü, zaman akar saatler durur
Asıl o Zaman gerçek yaşam başlamış olur
An gelir sevinç gözyaşlarım yeşil nurlara karışır.
Yusufçuk Kuşundan ömürleri daha az olanlara.
” B e n s i z i R a b b i m e ş i k a y e t e d e c e m!” diye haykırdı.
Yaşı henüz dört; Suriyeli.
Havadan ”gelen” bombalardan
Iki bacağı kopmuş; onlara bakarak çığlık atıyor.
” B e n s i z i R a b b i m e ş i k a y e t e d e c e m!”
Ömrü Yusufçuk kuşundan az!
Yusufçuk kuşu misali,
Zaten ömrü az olurmuş Ortadoğu” Yusufçuklarının”
Aşkının ateşine sadık, ateşe ”atılmış”
Zaten ateşle dans ederken bütünleşirmiş, Yusufçuklar
” B e n s i z i R a b b i m e ş i k a y e t e d e c e m!”
Şikayet et bizi ey Yusufçuk
Affetme bizi!
Sadece bomba atanaları degil; bizide.
Affetme bizi Yusufcuk!
Kalbimizi sana siper edemedik diye!
Affetme bizi Yusufçuk
“Oy dayé” diye haykırdığında sesini duymadık diye!
Yalancı vaatlerde bulunduk diye
Affetme bizi Yusufçuk! A f e t m e!
Dualarımızda unuttuk diye!
Olurda yaşarsan ey Yusufçuk!
Bul bizleri
Tükür yüzümüze, y ü z ü m ü z e !
Saat 22.01
15 Aralık 20016